Yenidoğan bebeklerin göbekleri genellikle 7-10 gün içinde kendiliğinden düşer. Her gün göbek ve etrafındaki deri uygun şekilde alkol ile silinmelidir. Göbek kordonu düştükten sonra 2-3 gün daha bakıma devam edilmelidir. Göbek çevresinde kızarıklık, şişlik, göbekte kanama veya akıntı olması halinde hemen doktora haber verilmelidir. Göbek düştükten sonra göbeğin kurumaması (akıntılı olması) halinde göbek granülomundan şüphelenilir. Göbek granülomu göbeğin düştüğü yerde çıkıntı şeklinde görülen bir oluşumdur. Doktor tarafından gümüş nitrat kalemi ile yakılması gerekir.
Bebekler kış mevsiminde günaşırı, diğer mevsimlerde olabildiğince her gün yıkanmalıdırlar. Bebeklerin banyo suyu 37 derece civarında olmalıdır.
Bebeğin bulunduğu ortam 22-24 °C olmalıdır. Bebeğinizi lütfen çok giyindirmeye ve sıcak ortamlara alıştırmayınız.
Yenidoğanda beslenme olabildiğince erken ve doğumdan hemen sonra başlatılmalıdır. Yeterli süt salgılanması olmazsa bile emme hareketi süt salgılama refleksini uyaracaktır.
Doğumdan sonraki 3-5. günlerde her bebekten olası bazı kalıtsal metabolizma hastalıklarının erken tanısını koymak ve hastalık oluşmadan önlem alabilmek için topuktan birkaç damla kan alınır. Tüm resmi veya özel sağlık kurumlarında ücretsiz uygulanır. Evde doğan veya hastanede doğduğu halde herhangi bir nedenle kan örneği alınmamış olanlar bağlı bulundukları Aile Sağlığı Merkezine başvurarak ücretsiz olarak bebeklerine tarama testlerini yaptırmalıdırlar. Taranan hastalıklar yenidoğan döneminde erken tanı konulduğunda tedavi edilebilen, ancak geç kalındığında zeka gerilikleri ve kalıcı sakatlıklara yol açabilen hastalıklardır.
Her yenidoğan bebeğin doğumsal kalça displazisi (çıkığı) açısından değerlendirilmesi gerekir. Doğumsal kalça çıkığının erken tanımlanabilmesi için bazı merkezlerde kalça ultrasonografisi rutin bebek bakım programına alınmıştır. Deneyimli bir uzman tarafından değerlendirildiğinde son derece faydalı bir yöntemdir. Doğuştan kalça çıkığının değerlendirilmesinde en uygun zaman bebeğin 3-4 haftalık olduğu dönemdir.
Bazı yenidoğan bebeklerin memelerinde görülebilen şişlikler anneden bebeğe geçen hormonların etkisine bağlı olup endişelenmeye gerek yoktur. Bu şişlikler zamanla kendiliğinden geçer. Asla masajla küçültmeye çalışmayınız. Bazı kız bebeklerinde yine anneden geçen hormonların etkisi ile vajinadan az miktarda beyaz renkte veya kanlı akıntı gelebilir. Tamamen fizyolojik bir olaydır, telaşlanmayınız.
Huzursuz, sürekli ağlayan ve uyumayan bir bebeğin eğer karnı doyurulmuş, beslendikten sonra gazı çıkarılmış ve altı da temizlenmiş ise alt bezinin veya giyeceklerinin vücudu sıkıp sıkmadığı kontrol edilmelidir. Sağlıklı olan bebeklere susturmak ve rahat etmek amacıyla sakinleştirici ilaçlar asla verilmemelidir.
Normal yenidoğan bebeklerin üçte ikisinde, ikinci günden itibaren başlayan bir hafta on gün kadar süren fizyolojik sarılık görülebilir ve önemsizdir. Ancak ilk 24 saat içinde ortaya çıkan veya sonraki günlerde şiddetlenen sarılıklar tehlikeli olabilir ve mutlaka hemen doktora başvurulmalıdır. Özellikle burunlarının uçlarına ve topuklarına kadar sararmış, emmeleri ve hareketleri azalmış olan bebeklerin sarılıktan zarar görme ihtimali çok artar. Genel olarak bebekler ne kadar iyi beslenirlerse sarılıkları da o kadar hafif seyreder ve çabuk geçer. Bu nedenle özellikle anne sütü ile beslenmenin önemi büyüktür. “Anne sütü sarılığı” teşhisi konulduğunda bile anne sütüne devam edilmelidir. “Sütüm bebeğime yaramıyormuş” denilerek anne sütünün kesilmesi son derece yanlıştır. Çünkü anne sütü sarılığı çocuğa zarar veren bir durum değildir.
Ağız içindeki gri-beyaz renkte plaklarla karakterize bir mantar hastalığıdır. Bebeğin beslenmesini bozarak sorun oluşturabilir. Ağızda pamukçuk oluşmasını önlemek için annenin her emzirmeden önce ve sonrasında göğüs temizliğine dikkat etmesi gereklidir. Ağız içinde pamukçuk plakları görüldüğünde, karbonatlı su ile ağız bakımı yapılması gereklidir. Bir çay bardağı kadar kaynatılmış ve ılıtılmış suya bir çay kaşığı toz yemek karbonatı katılarak eritilir. Temiz bir tülbent veya gaz bezi ile ağız içindeki gri-beyaz renkteki yalancı zarlar silinir. Bu işlem sırasında bir miktar hafif kanama olabilirse de temizliğin tam yapılabilmesi için bunun fazla bir önemi yoktur. Bazen karbonatlı su ile ağız bakımı yeterli olmayabilir. Bu takdirde doktor tavsiyesi ile nistatin’li (mycostatin) ağız damlası tedavi için kullanılmalıdır.
Genellikle sıcak havalarda terleyen bebeklerde, ter kanallarının mekanik tıkanmasına bağlı olarak vücudun değişik bölgelerinde ortaya çıkan toplu iğne başı büyüklüğünde deri çıkıntılarıdır. İsilik gelişmesini önlemek için bebekler aşırı giyindirilmemeli, serin yerde tutulmalı ve sık sık banyo yapılmalıdır.
Yenidoğan bir bebekte doğumdan itibaren burun tıkanıklığı gözlenirse hemen bir doktora gidilmesi ve basitçe bir beslenme sondasının her iki burun deliklerinden içeri sokularak burun kanalı ve arka deliklerinin kapalı olup olmadığı saptanmalıdır. Burun tıkanıklığı ilk günlerden sonra görülürse büyük ihtimalle bu durum burundaki sümük salgısının birikerek kurumasına bağlıdır. Bunları yumuşatmak ve dışarı çıkarmak için serum fizyolojik cinsi hazır burun damlaları kullanılmalıdır. Bu tip damlaların burunu açması için birkaç damla damlatılması yeterli olmaz. Her burun deliğine 10-15 damla damlatılarak bebeğin genizinden gelinceye veya hapşırıncaya kadar devam edilmelidir. Burun yeterince temizlendikten sonra burun içini nemli tutmak için günde birkaç defa 1-2 damla damlatmak yeterlidir.
Genellikle sık yıkanmayan bebeklerin saçlı derisinde kalın kabuklar tarzında görülen cilt hastalığıdır. Bunun önlenmesi için bebeklerin her gün yıkanması tavsiye edilir. Bebek yıkanmadan önce konakları yumuşatmak için zeytinyağı sürüp yumuşatılmalı, daha sonra ovalayarak sabunla yıkanmalıdır.
Bebeğin altının uzun süre ıslak kalması, yeterince havalanmaması veya kilolu bebeklerde sürtünme sonucu meydana gelir. Son yıllarda sık kullanılmaya başlanan ıslak veya kremli mendillerin sık pişik yaptığı unutulmamalıdır. Pişik daima tedavi ile düzelir. Pişiğin en etkin tedavisi nedenin saptanması ile olur. İdrarı iyi emip deri ile teması azaltan kaliteli hazır bezlerin kullanılması ve bezlerin sık değiştirilmesi çok önemlidir. Pişikleri önlemek veya tedavi etmek için pudra kullanılmamalıdır. Çünkü pudra derinin daha fazla tahriş olmasına yol açar.
Göbek fıtıkları boğulma tehlikesi olmadığı için 2 yaşına kadar hiç tehlike arzetmeden izlenebilirler. Fıtığın üzerine madeni para koyulması, kuşakla sarılması gibi işlemler gereksiz ve faydasızdır. Bunların büyük bir kısmı kendiliğinden düzelirse de doktora gösterilmesi uygun olur. 2 yaşına kadar kapanmayan ve çok geniş olanlarına cerrahi müdahale gerekebilir. Kasık fıtıkları ise boğulma tehlikesi olduğu için görüldükleri anda doktora bildirilmeli ve en kısa sürede operasyonla düzeltilmelidir.
Zamanında doğan bebeklerin büyük çoğunluğunda yumurtalar (testisler) torbaya inmemiş haldedir. Bunu elle muayene ederek anlamak çok kolaydır. Bazı bebeklerde, özellikle erken doğan (prematüreler) bebeklerde yumurtaların torbaya inişi gecikebilir. Ancak bunların da bir çoğu ilk yıl içinde kendiliğinden torbaya inerler. İnmemiş olan testisler karın boşluğu içinde, kasık kanalında yada torba içinde yüksek yerleşimli olabilir. Kendiliğinden veya tedaviyle torbaya inmemiş olan testislerin 6. aydan sonra operasyonla indirilmesi gerekir. Eğer yumurtalar zamanında torbaya indirilmez ise kısırlık ve erişkin yaşlarda kanserleşme riski vardır.
Bu internet sitesi ve içeriği sadece bilgilendirme amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme amacı ile oluşturulmamıştır. Sitedeki bilgilerin, hekim muayene ve konsültasyonu sonucu sağlanan bilgilerle kıyaslanamayacağı kullanıcılar tarafından göz önünde bulundurulmalıdır.