Saman Nezlesi ( Alerjik Rinit )
Allerjik hastalıklar içinde en sık görülenidir. Genellikle burun tıkanıklığı, burun akıntısı, burun kaşıntısı, aksırık, hapşırık, gıcık tarzında öksürük, geniz arkası akıntısı şikayetleri ile karakterize bir hastalıktır. Bu şikayetlere ilaveten, gözlerde yanma, sulanma, kaşınma, çapaklanma ve ışığa hassasiyet olabilir. Devamlı ovalamadan dolayı hastaların burun sırtının 1/3 alt bölümünde yatay bir çizgi görülebilir (Allerjik selam) Çocuklar burun tıkanıklığından dolayı çoğunlukla ağızdan nefes alıp verirler ve özel bir yüz görüntüsü oluşur.
Belirtiler her yaşta başlayabilir. Allerjik rinit sıklığı erken çocukluk döneminde %10 iken, ergenlik çağına doğru %20-25’lere ulaşır. Ailesinde allerjik hastalık hikayesi olanlarda bu oranlar daha yüksektir. Allerjik rinit nedenlerinin başında astım ve diğer allerjik hastalıklarda olduğu gibi, ağaç, ot, çayır ve çiçek polenleri, hayvan artık ve döküntüleri, ev tozu akarları, mantar (küf) sporları, böcekler ve yiyecekler gelir. Belirtiler allerjen cinsine göre mevsimsel veya tüm yıl boyu devam edebilir. Hastanın sadece belirli polenlere karşı allerjisi varsa şikayetler çoğunlukla ilkbahar aylarında görülürken, ev tozu akarlarına allerjisi olanlarda bütün yıl belirtiler devam edebilir.
Bu kronik hastalıktan dolayı çocukların sosyal yaşantıları, okul başarıları ve psikolojik durumları oldukça etkilenir. Ayrıca kulak ile geniz arasında bulunan östaki kanalının tıkanması sonucu tekrarlayan kulak iltihapları, sinüs kanallarının etkilenmesi ile kronik sinüzit, rahat soluk alamamaları nedeniyle konuşma ve uyku bozuklukları oluşur. Hatta bu hastalar yaşamlarının ileri dönemlerinde allerjik bronşit ve astım hastası olabilirler. Basit birtakım laboratuar testleri ile hastalığın nedenini oluşturan allerjen saptanabilir. Öncelikle hastanın bu maddelerden uzak durması önerilir. Ağızdan kullanılan şurup veya haplar, burun spreyleri ve gerekirse aşı tedavisi ile hastalık kontrol altına alınabilir.
Sonuç olarak, günümüzde astım, allerjik rinit ve diğer allerjik hastalıklar kolayca teşhis edilebilen ve düzenli takip ve tedavi ile kontrol altına alınabilen hastalıklardandır. Bu hastalıklardan korkmamak, ancak geç kalmaktan korkmak gerekir.